Uçuş sırasında herhangi bir zamanda herhangi bir uçuşta yangın tehlikesi mevcuttur. Kontrol altına alınmayan bir yangın, bir uçağın birkaç dakika içinde feci şekilde kaybedilmesine neden olabilir ve bu da onu bir pilotun uçuş sırasında karşılaşabileceği en stresli ve tehlikeli durumlardan biri haline getirir.
Kanada Ulaştırma Emniyet Kurulu’nun (TSB) yaptığı araştırmaya göre, uçakta yangın uyarısı etkinleştirildiği andan itibaren pilotların uçağı yere indirmek için yalnızca 17 ila 19 dakikası var. Bundan daha geç bir süre hayatta kalma şansının oldukça düşük olduğu anlamına geliyor.
Duman veya yangın onaylandığında bu saat işlemeye başlar. Uçağın mümkün olan en kısa sürede indirilmesi için derhal harekete geçilmesi gerekiyor. Hayatta kalma şansını artırmak için operatörlerin, bu tehditle güvenli bir şekilde mücadele etmek için hem pilotlara hem de kabin ekibine gerekli araçları sağlaması gerekiyor.
Kokpit duman nedeniyle karartıldığında pilotlara yardımcı olmak için oksijen maskesine entegre edilmiş bir artırılmış gerçeklik ekranı geliştiren Klatt Works CEO’su Nathan Klatt, “Uçak içi yangın ve duman tehdidi, uçuş güvenliğine yönelik en içten tehditlerden biridir. Tarihsel olarak kokpitteki duman, dünya çapında uçakların her 12 ila 48 saatte bir yön değiştirmesine neden olmuştur. Duman, kokpit göstergelerini veya ön camdan dışarıyı görmeyi engellediğinde, uçağın içinde sorunlar artabilir.”
Klatt Works, havacılık güvenliğini iyileştirmeye odaklanmış, yeni ortaya çıkan bir şirket olup, yakın zamanda pilotların dumanla dolu bir kokpitte uçmasına yardımcı olmak için artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanan Saved (Duman Garantili Görüşü Geliştirilmiş Ekran) ürününü onayladı. Klatt, “Kaydedilen ürün, uçuş mürettebatının uçaklarını güvenli bir şekilde yere indirmesi veya suya indirmesi için savaşma şansına sahip olabileceği başka bir araç sağlıyor.” vurgusunda bulundu.
Bu duman, yangın veya duman (SFF) olaylarının sayısı artıyor. Bu olayların kökenleri farklılık gösterse de, bu olayların artan sayısı, akıllı telefonlardan elektronik elektronik sigara cihazlarına kadar her şeye güç sağlayan lityum pillerin çoğalmasına bağlanıyor.
Her pilot, kabin ekibi üyesi ve yolcu, genellikle bir uçuşta en az iki elektronik cihaz taşır; her biri, 500 derece C’de (932 derece F) alev alma potansiyelini koruyan şarj edilebilir bir lityum pil ile çalıştırılıyor.
FAA, lityum pil yangınlarına ilişkin verileri ilk kez 2006 yılında toplamaya başladı. O zamandan bu yana yaklaşık 500 olay rapor edildi. Ajans, bu rakamların yalnızca bildirilen olayları içerdiğini kabul ediyor. ABD’de uçaklarda meydana gelen lityum pil yangınlarının gerçek sayısı eksik bildiriliyor.
FAA’ya göre, havayollarındaki lityum pil yangınları artıyor ve haftada rapor edilen 1,4 olaydan daha yüksek bir oranda meydana geliyor. 2022’de duman, yangın veya aşırı ısının neden olduğu en az 74 lityum pil havası olayı yaşandı. 2023’ün ilk üç çeyreğinde 53 doğrulanmış etkinlik gerçekleşti; bu sayı, 2021’in tüm yıl toplamıyla eşleşiyor.
Veriler, yolcu uçuşlarında lityum pil yangınına maruz kalma olasılığının kargo uçuşlarına göre üç kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, lityum pillerle çalışan çok sayıda kişisel elektronik cihaz. Uçuşta yangına neden olan en yaygın cihaz türü piller veya pil paketleridir (tüm olayların yüzde 40’ı), bunu e-sigaralar ve elektronik sigara cihazları (%20) takip etmektedir. Olayların geri kalanını cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar ve diğer elektronik cihazlar oluşturuyor.
Termal Kaçak
Termal kaçak, lityum pil yangınlarıyla ilgili olarak sıklıkla kullanılan bir terim. Termal kaçak olayı, lityum pilin kontrol edilemeyen, kendi kendine ısınan bir duruma girdiği bir olgudur.
Havayolu Pilotları Dernekleri Koalisyonu yönetici yardımcısı Bob Brown’a göre, “Lityum iyon piller şarj edilebilir pillerdir ve aşırı ısınma özelliğine sahiptir. Bu, pil içeriğinin alevli bir jet, yoğun duman veya yanmamış hidrokarbonlar şeklinde aniden salınmasına neden olabilecek termal kaçağa yol açabilir.”
Federal hükümetin Lityum Pil Hava Emniyeti Danışma Komitesi’nin başkanı olarak görev yapan Kaptan Pilot Brown ise şunları söyledi:
“Bazı durumlarda pil patlayabilir veya fırlayabilir. Pil paketindeki bir hücre termal kaçak durumuna girdiğinde, bitişik hücrelerin tutuşmasına yetecek kadar ısı üretir. Ortaya çıkan yangın, her bir hücrenin parçalanıp içindekilerin serbest bırakılmasıyla tekrar tekrar alevlenebilir. Mürettebattan birinin olası bir termal kaçak durumunu erken fark etmesi, olası bir duman veya yangın olayını önleyebilir. Termal kaçak, ekrandaki uyarı ifadeleri, ekranların renginin solması, cihazın dumanlanması, genişlemesi veya şişmesi ya da yalnızca dokunulamayacak kadar ısınması dahil olmak üzere cihaza bağlı olarak farklı şekillerde ortaya çıkabilir.”