Dil ustaları bu ciddi hatayı yapmamalıdır…
Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği Başkanı Avukat Bahadır Gürer, Yılmaz Özdil’in Sözcü Gazetesinde önceki gün yayınlanan ” Milli Tayyareden Tırışkadan Tayyareye” konulu köşe yazısındaki ciddi hatalara ilişkin görüşlerini yazdı.
Gürer, Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği (TVHMD) yazısında, “1932 Ekim ayında tamamlanan MMV-1 uçağına, 1932 yılında anons edildiği gibi “İlk Milli Tayyaremiz tanımını kullanırsak, VECİHİ K-VI, VECİHİ XIV uçaklarını tarihten mi sileceğiz? Millî olmadığını söyleyerek ya da yazarak İNKÂRCI mı olacağız.” vurgusunda bulundu.
Gürer’in yazısı şöyle;
“Milli Tayyareden Tırışkadan Tayyareye”
Milli Tayyare derken, Millî Müdafaa Vekâleti -1 (MMV-1)’i anlatıyor. Dikkat çekici birkaç hususa bakalım:
“İLK MİLLİ TAYYARE” Meselesi:
- Umarım adında “Millî” sözcüğü geçtiği için kullanmamıştır. Yazar dikkatle şöyle ifade ediyor: “1932 yılında ilk Milli Tayyare ilân edilen…” Ancak, yanıltmaya açık olduğunu kabul etmek gerekir.
- Yazar, başka bir “İlk Millî” tayyareden de söz etmiyor.
- Uçak üretiminde “Millî” ve “Yerli” sözcükleri ne yazık ki herkes için farklı anlamlar içeriyor. Ya da kavramların kapsamları öyle sınırsız ki içine ne koysanız oluyor ne çıkartsanız, gene oluyor.
- MMV-1 tayyaresi 1932 yılı Ekim ayında tamamlandı. Peki 1932 yılı Ekim ayından önce tamamlanan diğer uçaklar? Onlar “Yersiz” ve “Milliyetsiz” ya da “Başkalarının Millî Uçakları” olabilir mi?
- 1932 Ekim ayında tamamlanan MMV-1 uçağına, 1932 yılında anons edildiği gibi “İlk Milli Tayyaremiz tanımını kullanırsak, VECİHİ K-VI, VECİHİ XIV uçaklarını tarihten mi sileceğiz? Millî olmadığını söyleyerek ya da yazarak İNKÂRCI mı olacağız.
- 24 Haziran 1923 tarihinde yapımına başlanan, 1924 yılında tamamlanan ve 28 Ocak 1925 tarihinde ilk uçuşunu İzmir’de yapan İlk Türk Tayyaresi “VECİHİ K-VI” ne olacak?
- 19 Haziran 1930 tarihinde yapımına başladığı, 27 Eylül 1930 Cumartesi günü saat 15.00’de Kadıköy Fikir Tepesi’nde ilk uçuşunu yaptığı, Büyük Erkân-ı Harbiye Reisi Müşir Fevzi Çakmak delâletiyle; 28 Kasım 1930 tarihinde; Ankara’dan İstanbul’a ve oradan da Prag’a götürülmek üzere DDY vagonuna yerleştirilen, 9-18 Nisan 1931 tarihlerinde yapılan test ve uçuş vazifeleri ile CINA belgesi verilen, ilk ve tek kez Avrupa semalarında uçarak yurda dönen İLK SİVİL TÜRK TAYYARESİ “VECİHİ XIV“ için ne diyeceğiz?
“SELAHATTİN REŞİT ALAN” Meselesi:
“Selâhaddin Reşit” doğru isimlendirmedir. Soyadı Yasası öncesi kişiler soyadı olarak baba adlarını kullanırlardı. Selahaddin Reşit; (Reşit oğlu Selahaddin) doğru kullanımdır.
Selahaddin Bey; soy adı olarak “ALAN” sözcüğünü almıştır ve “Selahaddin/Selahattin ALAN” olmuştur. Bu yazılış da doğrudur. Kullanılabilir.
“Selahaddin Reşit ALAN” yazılışı doğru değildir. “Selahattin Reşit Alan” olarak bir kişi yoktur.
“Bedriye Tahir Gökmen” yazılışı da doğru değildir. Vecihi Hürkuş’un; Vecihi Sivil Tayyare Mektebi “VSTM” öğrencisi, İlk Türk Kadın Pilotumuz “Bedriye Gökmen” de aynı hata ile yanlış isimlendirilmektedir. Bedriye Tahir: Tahir kızı Bedriye’dir.
Bahadır Gürer’in yazısının devamı için; TIKLAYINIZ
Yılmaz Özdil’in Sözcü Gazetesinde yayınlanan yazısı için tıklayınız; TIKLAYINIZ